Hatm-i Hâcegân

Hatm-i Hâcegân

            Hatm-i hâcegân, ‘bir şeyi tamamlayıp sonuna ulaşmak’ mânasına gelen hatim ile ‘hocalar’ mânasına gelen ve Nakşibendiyye silsilesinin Yûsuf-i Hemedânî veya Abdülhalık-i Gucdüvânî’den Bahâeddîn-i Nakşibend’e kadarki mürşitlerini ifade eden terimin terkibinden oluşmaktadır.

            Hatim daha yaygın olarak Kur’ân-ı Kerîm’in baştan sona okunması mânasında kullanılmakla birlikte, bir ilme ait bir kitabın okunarak sonlandırılması veya salavat, tehlil gibi virdlerin belirli sayılarda okunarak tamamlanması için de kullanılmaktadır. Şu durumda Hatm-i hâcegân, hâcegânın bazı özel tecellilere mazhar olmak için tertip ettikleri âyet ve tesbihattan oluşan, topluca ve ferdi okunabilecek bir virddir, denebilir.

            Hâcegân ismine nispetini ve okunmasını gerekli kılan halleri Abdullah Salâhî-yi Uşşâkî, Izhâr-ı Esrâr-ı Nihân isimli eserinde şu şekilde ifade etmektedir:

            “Hâcegân’a nisbeti Sultan Tayfur bin İsa Bâyezîd-i Bistâmî ve Hâce Ebu’l-Haseni’l-Harkânî ve Hâce Ebû Yâkub Yûsuf-ı Hemedânî ve Hâce Abdülhâlık-ı Gucdüvânî ve Hâce Bahâeddîn Nakşibend kaddesenallâhu esrârâhüm hazerâtı bazı umûr-ı mühimme ve hengâm-ı şedâyid sühûletiyçün ve kahr-ı a’dâ ve def’-i belâ içün kırâ’atine müdâvemet eylediklerinden anlara nisbet olunur.”[1]

            Hatmin kaynağı çoğunlukla Abdülhâlık-ı Gücdüvânî’ye kadar götürülmekle birlikte yukarıda da ifade edildiği gibi zaman zaman daha önceki dönemlere atfedildiği de olmaktadır.

            Anlaşıldığı kadarıyla Hatm-i hâcegân önceleri istenen bir işin olması ya da bir musibetin giderilmesi gayesiyle ihtiyaç duyulduğunda yapılan dua mahiyetinde bir ayin idi. Ancak 18.yüzyıldan itibaren periyodik hale gelmeye başlamıştır.[2] Özellikle Halidiyye kaynaklarında özel bablar ayrılarak edepleri belirlenmiş ve icrası bazı şartlara ve vakitlere bağlanmıştır. Eserlerde havassı ve faziletleri beyan edilmekle beraber “Hatm-i hâcegân bu tarîkat-i aliyyenin şartlarından değildir. Hatme’yi okumaktan gaye sevap kazanmaktır. Büyükler bir zararı def ve bir menfaati kazanmak istediklerinde halis bir kalp ve sadık bir niyetle sûfîlerle hatme yaparlar, Allah’ın izni ve inayetiyle hatmede maksatlarına nail olurlar.”[3] denilmekle bu zikrin tarikat içindeki yeri belirlenmektedir.

            Zaman içinde tarikatin önde gelen isimleri tarafından belirlenmiş farklı hatim tertipleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan Abdülhâlık-ı Gucdüvânî’ye ait olan hatim hatm-i kebîr, diğerleri ise hatm-i sağîr olarak isimlendirilmiştir. Tarikatin şubelerinde hatm-i kebîr genelde ortak olmakla beraber, tercihen hatm-i sağîr farklı terkiplerle uygulanır olmuştur.

            Abdülhâlık-ı Gucdüvânî’nin Hatim Tertibi: 7 Fatiha, 100 salavat, 79 İnşirah sûresi, 1001 İhlas sûresi, 7 Fatiha, 100 salavat, dua.

            Bahâeddîn-i Nakşibend’in Hatim Tertibi: 15 İstiğfar, rabıta, 100 salavat, 500 Yâ hafiyye’l-eltâf edriknî bi-lutfike’l-hafî, 100 salavat, aşır kıraati.

            Muhammed Bâkibillah’ın Hatim Tertibi: 15 İstiğfar, rabıta, 7 Fatiha, 100 salavat, 500 Yâ Bâkî ente’l-Bâkî, 7 Fatiha, 100 salavat, aşır kıraati.[4]   

            İmam-ı Rabbânî’nin Hatim Tertibi: 7 Fatiha, 100 salavat, 500 Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azîm, 7 Fatiha, 100 salavat, dua.[5]   

            Bunların dışında Hint alt-kıtasında Müceddidî-Nakşîler tarafından icra edilen, kimler tarafından belirlendiği tespit edilemeyen daha uzun hatim tertipleri de mevcuttur.[6]

            Mustafa Fevzi Efendi, Risâle-i Ziyâiyye’de Hatm-i hâcegân’a ayırdığı bölüme hatmenin hassalarıyla başlamaktadır. Hatm-i hâcegânı Abdülhâlık-ı Gucdüvânî Hızır aleyhisselâm’dan öğrenmiştir. Ondan sonra takipçileri önemli şeylerin hasıl olması, çeşitli zorlukların ortadan kalkması ve din düşmanlarının kahrı için bu hatmi okumayı âdet haline getirmişlerdir. Kalpten gevşekliği ve bıkkınlığı gidermek, nefis ve şeytanla mücadelede galip olmak için salikler tarafından icra edilir.

            Hatm-i hâcegânın tesirli olabilmesi için on iki şart gereklidir: 1. Mürşidin izni, 2. Abdestli olmak, 3. Hâlî mekan tercih etmek, 4. İhvanın toplanması, 5. İstiğfar, 6. Gözleri kapatmak, 7. Râbıta-i Mürşid, 8. Huzur halini muhafaza etmek, 9. Hatmin tertibine dikkat etmek, 10. Sayıları muhafaza etmek, 11. Sonrasında aşır okumak, 12. Sonrasında dua etmek.[7]

            Hatm-i Hâcegân’ın Tertibi:7 adet besmele ile Fatiha, 100 adet salavât-ı şerîfe, 79 adet İnşirah sûresi, 1001 adet İhlas sûresi, 7 adet besmele ile Fatiha, 100 adet salavât-ı şerîfe kıraatinden oluşmaktadır.

            Bundan sonra Hatme-i hâceganda okunan terkibin sayılarıyla ilgili hussusiyetleri izah edilir. Mustafa Fevzi Efendi’nin bu kısımda önemli miktarda Abdullah Salâhaddîn-i Uşşâkî’nin Izhâr-ı Esrâr-ı Nihân isimli eserinden istifade etmiştir. Eser Ziyâiyye kaynaklarından Esrârü’t-Tarîk mecmuasında ilk sırada yer almaktadır. Müellif muhtemelen buradan yola çıkarak Uşşakî’nin tespitlerini benimsemiştir. 

            Fatiha’nın iki kere ve yedi adet okunmasının sırları: Fatiha sûresi; seb’u’l-mesânî, ‘iki kere vahyedilen yedi ayet’ olduğu için başta ve sonda yedişer adet olmak üzere iki defa okunur. İnsanın mânevî katmanları olan melekeler nefis, sadr, kalp, fuad, akıl, ruh, sır olmak üzere yedi tanedir. Yedi adet okunduğunda bunlara tesir eder. Kulak, göz, karın, dil, el, ayak ve uzv-i nihân’a da tesiri beklenir. Cehennemin yedi kapısının kapanmasına da işaret vardır. Farz, vacip, sünnet, mendup, mübah, haram ve mekruh gibi ef’âl-i mükellefîn (mükellefin hükümleri)’i temsil eder. Kur’an’ın yedi bâtın mânasını, feleklerin sayısını, yer ve göğün katmanlarını remzetmektedir.

            Salavât’ın iki kere ve yüz adet okunmasının sırları: Fatiha’dan sonra salavat okunmasının hikmeti hamdele’den sonra hemen salvele’nin uygun düşmesidir. Peygamberimizin yaratılmışlar içinde evvel/peygamberler içinde âhir olması, lâ-taayyün/taayyün, dünya/âhiret, arş/zemin, yeryüzü/gökler, ay/güneş, doğum/ölüm, cehennemden kurtuluş/cennete ulaşmak, nefsi alçaltmak/ruhu yüceltmek, şeytanı kovmak/ilhamî ve yakînî bilgiye ulaşmak ve mâsivâ/Allah’a yakınlık gibi ikiliklere işaret olmak için salavat başta ve sonra iki kere okunur. Peygamber Efendimizin başında ve sonunda salavat okunan duanın kabul olacağına dair hadisi de hatmin başında ve sonunda salavat okunmasının hikmetlerindendir.

            Salavatın yüz kere okunmasının sırları: Esmâü’l-hüsnâ yüz adettir. Hadislerde ve Kur’an’da geçen doksan dokuzla birlikte Allah’ın gizlediği ism-i âzâm yüz eder. Cennette yüz mertebe vardır ki salavat okuyanlar ona erişsin, cehennemde yüz tabaka vardır ki salavat okuyanlar onlardan kurtulsun. Yüz sayısında birler, onlar ve yüzler basamağı olmak üzere üç mertebe vardır; bunlar nefis, kalp ve ruha tekabül eder ki onlara mânevî ihsan olsun. Şeyh-i Ekber İbnü’l-Arabî’den mervidir[8] ki âlemde yüz mertebe vardır. Bu mertebeler şu şekilde sıralanmıştır:

            Âlem-i Âlâ (40 mertebe): 1. İstivâ, 2. Hayat, 3. Arş-ı âlâ, 4. Kürsî 5. Beyt-i mâmur, 6. Melâik âlemi, 7. Zühal ve 8. feleği, 9. Müşteri ve 10. feleği, 11. Merih ve 12. feleği, 13. Şems ve 14. feleği, 15. Zühre ve 16. feleği, 17. Utarit ve 18. feleği, 19. Kamer ve 20. feleği, 21. Latîfe-i insâniye, 22. Rûhü’l-kudüs, 23. Cisim, 24. Nefis, 25. Kalb-i insânî, 26. Ervâh-ı umûmî, 27. Kuvve-i ilmiyye 28. Makamı; beynin ön kısmı, 29. Kuvve-i nutkiyye 30. Makamı; beynin arka kısmı, 31. Kuvve-i fikriyye, 32. Makamı; beynin orta kısmı 33. Kuvve-i akliyye, 34. Makamı; beynin tamamı, 35. Kuvve-i vehmiyye 36. Makamı; rûh-i hayvâniyye, 37. Kuvve-i hayâliyye 38. Makamı; beynin çevresi, 39. Kuvve-i hissiyye 40. Makamı; zâhiri hassalar.

            Âlem-i İstihâlet (30 mertebe): 1. Esîr (kürre-i nâriyye) 2. Ruhu; Harâret (Sıcaklık) / Yubûset (Kuruluk) 3. Tabiatı; Safra 4. Kabiliyeti; Hâzıme, 5. Hava Âlemi 6. Ruhu; Harâret (Sıcaklık) / Rutûbet (Nemlilik) 7. Tabiatı; Kan 8. Kabiliyeti; Câzibe, 9. Su Âlemi 10. Ruhu; Burûdet (Soğukluk) / Rutûbet (Nemlilik) 11. Tabiatı; Balgam 12. Kabiliyeti; Nâfia, 13. Toprak Âlemi 14. Ruhu; Burûdet (Soğukluk) / Yubûset (Kuruluk) 15. Tabiatı; Sevda 16. Kabiliyeti; Mâsike, 17. Yedi kat yer, 24. Ten, 25. Et, 26. Burun, 27. Sinirler, 28. Damarlar, 29. Kaslar, 30. Kemikler.

            Âlem-i İmâret (8 mertebe): 1. Ruhlar Âlemi / 2. İnsandaki zuhuru, 3. Hayvanlar Âlemi / 4. İnsandaki zuhuru, 5. Nebatât Âlemi / 6. İnsandaki zuhuru, 7. Cemâdât Âlemi / 8. İnsandaki zuhuru.

            Âlem-i Niseb (10 mertebe): 1. Ferd-i cevher, 2. Ferd-i cevherin keyfiyyeti, 3. Ferd-i cevherin kemiyyeti, 4. Âlem-i ezmân, 5. Âlem-i ayniyye, 6. Âlem-i izâfet, 7. Âlem-i vad’, 8. Âlem-i en yüf’al, 9. Âlem-i en yenfa’il, 10. Âlem-i ihtilâf.

            Âlem-i Niseb’in İnsandaki Karşılıkları (10 Mertebe): 1. İnsanın aslı, 2. İnsanın sıfatları, 3. İnsanın azaları, 4. İnsanın vakitleri, 5. İnsanın teni, 6. İnsanın kazançları, 7. İnsanların dilleri ve inançları, 8. İnsanın fiilleri, 9. İnsan fiillerinin eserleri, 10. İnsanın huyları.

            İnsân-ı Kâmil (1)

            İsm-i Âzam (1)

            İnşirah sûresinin yetmiş dokuz adet okunmasının sırları: Kur’ân-ı Kerîm’in bazı sûrelerinin başında yer alan hurûf-ı mukatta’anın toplam sayısı yetmiş dokuzdur. Bu isimle anılan melekler vardır ve ne zaman bu harfler anılsa orada hazır bulunurlar. İmanın yetmiş dokuz şubesi vardır, onlara etki etmesi için İnşirah sûresi yetmiş dokuz kez okunur.

            İhlas sûresinin bin bir adet okunmasının sırları: Salavat bahsinde geçen yüz sayısıyla ilgili özellikler burada da geçerlidir. İşte yüz esmâü’l-hüsnâ ve yüz hakikati on misline tamamlamak için bin adet İhlâs okunur. Allah’ın Zât’ının ahadiyyetine işaret olmak üzere bir tane daha eklenir ve bin bir olur. Kur’an’ın ilk harfi elif’tir ve ebcette bin rakamıyla karşılanır. Ayrıca yazılışı itibariyle bire işaret etmektedir. Bu da bin bir eder.

            Hatm-i Hâcegân’ın İcrası: Hatm-i hâcegân’da sayılar taşla belirlenir. Fatiha hariç kimin payına ne kadar taş düşmüşse o kadar okur. Bu küçük taşların sayısı yüz adettir. Bunlara göre daha iri, Fatiha kıraatini belirlemek üzere yedi taş daha vardır. Fatiha okunması gerektiğinde bunlardan gelir ve kişi Fatiha okuması gerektiğini bilir. Bu taşlardan sadece sağ ve soldan yedi kişiye taş gelir. Fatiha taşları yedinci kişiye geldiğinde taş aynı yolla geri döndürülür. Yüz taştan yetmiş dokuz tanesi ayrılır, kalanı Hatme’yi idare edenin önünde kalır. Fatiha’dan sonra salavat okunması için işaret geldiğinde bu taşlarla okunur. Sonra İnşirah sûresinin okunması emri geldiğinde Hatme’yi idare eden susar, diğerleri ellerindeki taş miktarınca okur. İhlas sûresine geçmeden önce Hatme’yi idare eden kimsenin önündeki taşlar halkadaki kimselere paylaştırılır. Besmeleyle birlikte İhlas’ın okunması için yeterli aralıklarla on kere işaret verilir, idare eden de bir fazla okur. Böylece bin bir adet İhlas okunmuş olur. Tekrar Fatiha’yı işaret eden taşlar bu sefer soldan yollanır ve geri alınır. Sadece eline taş gelenler okur. Eldeki küçük taşlar kadar tekrar salavat okunur. Sonrasında aşr-ı şerif ve dua okunur ve Hatme sona ermiş olur.

            Başka hatim şekilleri de vardır. Daha çok bu şekilde icra edilir. Hatm-i hâcegânı şeyh, vekili veya izin verdiği kimseler idare ederler.

            Küçük hatim de denilen Hatm-i Rabbâniyye vardır. Bu tertip diğeriyle aynı usuller çerçevesinde İhlas ve İnşirah sûreleri yerine beş yüz adet havkale yani lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi’l-Aliyyi’l-Azîm okunarak icra edilir.[9]


[1] Abdullah Salâhî Uşşâkî, Izhâr-ı Esrâr-ı Nihân der Hatm-i Hâcegân, 3. (Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî tarafından derlenen Esrâr-ı Tarîk isimli mecmuanın ilk bölümünde bu risaleye yer verilmiştir. Alıntı buraya aittir.)

[2] Necdet Tosun, age., s.320.

[3] Mevlânâ Hâlid Bağdâdî, Mektûbât-ı Mevlânâ Hâlid, Esad Sâhib’in girişinden, çev. Dilaver Selvi, Kemal Yıldız, 69.

[4] Necdet Tosun, age., s.321.

[5] Abdülmecid b. Muhammed Hânî, es-Saâdetü’l-Ebediyye, 18; Akşehrî, Muhammed Emin, Tarîku’s-sevâb ve menfaat-i hasene, 46.

[6] Müceddidiyye-i Sıddıkîyye mensuplarının hatm-i hâcegân tertipleri şöyledir: 100 Bismillah, 100 Salavât-ı şerîfe,  100 Fatiha, 100 İnşirah sûresi, 1000 İhlas sûresi, 100 Allahümme yâ Kâdıya’l-Hâcât, 100 Yâ Kâfiye’l-mühimmât, 100 Yâ Dâfi’a’l-beliyyât, 100 Yâ Râfi’a’d-derecât, 100 Yâ Halle’l-müşkilât, 100 Yâ Şâfi’a’l-emrâd, 100 Yâ Müsebbibe’l-esbâb, 100 Yâ Müfettiha’l-ebvâb, 100 Yâ Ğıyâse’l-müsteğîsîn eğisnâ, 100 Yâ Delîle’l-mütehayyirîn, 100 Yâ Hayre’r-râzıkîn, 100 Yâ Münezzile’l-berekât, 100 Yâ Latîfü yâ Kaviyyü yâ Azîz, 100 Yâ Mücîbe’d-de’avât, 100 Ağisnî yâ Resûlallah, 100 Yâ Erhame’r-râhimîn, 100 Allahümme Rabbenâ âmîn, 100 Salavât-ı şerîfe.  (http://baharemadinah.com/index.php?option=com_content&view=article&id=464:khatme-khwajagaan-naqshbandiya&catid=56:nerian-sharif&Itemid=366

Müceddidî-Eslemî’lerin yatsı ve sabah namazlarından sonra icra ettikleri iki ayrı hatm-i hâcegân tertibi mevcuttur:

Yatsı namazından sonra yapılan hatm-i hâcegân:

7 Fatiha, 100 Salavât-ı Hızrî: Sallallahu alâ Habîbinâ Muhammedin ve âlihî ve ashâbihî ve sellim, 79 İnşirah sûresi, 1000 İhlas sûresi, 7 Fatiha, 100 Salavât-ı Hızrî, 500 Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn, 100 Salavât-ı Hızrî, 100 Lâ ilâhe illallah, 100 Yâ Allah, 100 Yâ Azîz, 100 Yâ Vedûd, 100 Yâ Kerîm, 100 Yâ Vehhâb, 100 Yâ Hayyu yâ Kayyûm, 100 Hasbünallâhu ve ni’me’l-vekîl ni’me’l-mevlâ ve ni’me’n-nasîr, 100 Yâ Kâdıya’l-hâcât, 100 Yâ Dâfi’a’l-beliyyât, 100 Yâ Halle’l-müşkilât, 100 Yâ Kâfiye’l-mühimmât, 100 Yâ Şâfi’a’l-emrâd, 100 Yâ Münezzile’l-berekât, 100 Yâ Müsebbibe’l-esbâb, 100 Yâ Râfi’a’d-derecât, 100 Yâ Mücîbe’d-de’avât, 100 Yâ Emîne’l-hâifîn, 100 Yâ Hayra’n-nâsırîn, 100 Yâ Delîle’l-mütehayyirîn, 100 Yâ Ğıyâse’l-müsteğîsîn eğisnâ, 100 Yâ Müferriha’l-mahzûnîn, 100 Rabbi innî mağlûbün fe’ntasır, 100 Yâ Allahu yâ Rahmânu yâ Rahîmü yâ Erhame’r-rahimîn, 100 Sübhânallahi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi’l-Aliyyi’l-Azîm, 100 Allahümme’sturnâ bi-sitrike’l-cemîl, 100 Salavât-ı Hızrî, dua.

Sabah namazından sonra yapılan hatm-i hâcegân:

7 Fatiha, 100 Salavât-ı Hızrî, 500 Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-Azîm. Estağfirullâhe Rabbî min külli zenbin fağfirlî, 100 Salavât-ı Hızrî, 500 Yâ Hafiyye’l-lutfi edriknî bi-lutfike’l-hafî, 100 Salavât-ı Hızrî, 500 Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi’l-Aliyyi’l-Azîm, 100 Salavât-ı Hızrî, 500 Yâ Allahu yâ Rahmânu yâ Rahîmü yâ erhame’r-rahimîn, 100 Salavât-ı Hızrî, 300 Yâ Hayyu yâ Kayyûm, 100 Salavât-ı Hızrî, dua.  (http://naqshbandi.org.uk /Articles/khatam.html)

[7] Mustafa Fevzi, age., 318-320.

[8] İbnü’l-Arabî’nin Tedbîrât-ı İlâhiyye isimli eserinin ‘İnsana Mevdû’ Olan Esrârın Havâssı ve Sâlikin Ahvâlinde Ne Vech ile Olması Layık Olacağı Beyayında’ ki on yedinci babında bu tasnif mevcuttur. (İbn Arabî, Tedbîrât-ı İlâhiyye, çev. Ahmed Avni Konuk, 364-365.)   

[9] Mustafa Fevzi, age., 320-329