Yazılar

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Sonrası Hâlidîlik’te Bir Mesele: Râbıtayı Kime Yapmalı?

Fatih Yıldız Râbıta, tasavvuf yollarında hayatın içinden alınmış bir eğitim metodudur. İnsanların duygusal olarak bağlandıkları kimselerin etkisi altına girmeleri, bu durumun insanı müspet veya menfi dönüştürücü olması, tasavvuf yolunun mürşitlerini bir uygulama halinde râbıtaya yönlendirmişti. Rol-model olarak kamil insana odaklanmak hem onun müspet hal ve hareketlerinden etkilenmeye, hem de taşıdığı müselsel feyze varis olmaya vesile… Okumaya devam et Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Sonrası Hâlidîlik’te Bir Mesele: Râbıtayı Kime Yapmalı?

Rabıta

Râbıta

Râbıta sözlükte bağ, ilişki manalarına gelmektedir. Müridin ruhaniyetinden feyz alacağına inanarak kamil şeyhinin suretini zihninde tasavvur etmesidir.[1] Müridin zihni planda, tefekkür ve muhayyile gücünü kullanarak mürşidiyle “beraberlik” halinde olmasını ifade eder.[2] “Râbıta ruhani davranışların bir neticesidir. Onu sadece tasavvufi bir ıstılah olarak vasıflandırmak doğru olmaz. Beşeri münasebetlerimizde râbıtanın son derece yaygın ve müessir olduğunu bildiğimiz… Okumaya devam et Râbıta